İttihat ve Terakki'nin beyni 'Hürriyet Kahramanı' şehid Enver Paşa 23 Kasım 1881 çarşamba günü Divanyolu-ndaki ufak bir ahşap evde doğdu. 18.yüzyılda Kırım'ın Hristiyan Türklerinden olup İslamı kabul etmiş Abdullah Beyin torunları olan aile mensupları Rus işgalleri sebebiyle önce Krımdan bugün Ukrayna'da bulunan Kili'ye oradan Kastamonu'ya ve nihayet İstanbul'a göçtüler. Asker olmaktan başka bir hayli bulunmayan Enver 1899 senesinde henüz 8 yaşında Manastır'da Askeri Okula başladı, pek başarılı bir öğrenci olmayan Enver Harbiye için İstanbul'a döndükten sonra politika ile ilgilenmeye başladı. Eylül 1906'da cemiyete katıldı ve Haziran 1908'de Manastır'da görevde bulunduğu sırada 'Hürriyet' ilanını sağlamak üzere dağa çıktı. Enver dağa çıktıktan kısa bir süre sonra 24 Temmuz 1908'de Meşrutiyet bir kez daha ilan edilerek anayasa yürürlüğe kondu ve Selanik'e dönüşünde coşkulu bir kalabalık tarafından karşılandı. 'Hürriyet' kahramanı 23 Ağustos 1908'de Rumeli Vilayetleri Müfettişliğine akabinde 12 Ocak 1909'da Berlin Ateşemiliterliğine tayin edildi bir kaç ay sonra 31 Mart İsyanı sebebiyle Selanik üzerinden İstanbul'a gelip Kurmay Başkan olarak Hareket Ordusuna katıldı, ayaklanma bastırıldıktan sonra Berlin'e döndü.

Aynı sene Sultan Abdülmecid'in torunu Naciye Sultan ile nişanlandı, Ekim 1911'de İtalyanlar Trablusgarb'a saldırınca bu cepheye yetişerek Bingazi-Derne cephe kumandanı oldu burada Senusi Şeyhleri ile anlaşarak 20.000 adamı seferber etti ve adına para bile bastırdı. Kasım 1912'de Balkan Savaşı çıktı ve Enver İstanbul'a döndü, Edirne dahil bütün Rumeli kaybedilmiş ve Bulgar Ordusu İstanbul kapılarına dayanmıştı. Yarbay Enver Çatalca'daki 10.Kolorduya Kurmay Başkan olarak gönderildi, aralık ayında Londra'da toplanan konferansda Edirne'nin Bulgarlara terki görüşülünce Ocak 19013'de Enver ve arkadaşları Bab-ı Aliyi basarak Harbiye Nazırı Nazım Paşa ve birkaç kişiyi vurdular Sadrazam Kamil Paşa'ya istifa mektubu yazdırılarak Sultan Reşad'a götürüldü ve Mahmut Şevket Paşa Sadrazam oldu. Haziran 1913'te Mahmut Şevket Paşa suikastla öldürülünce memleket idaresi tamamen İttihad ve Terakki'ye kaldı, Enver ise Balkan ülkeleri arasındaki ihtilaftan yararlanarak Edirne'yi geri aldı. 15 Aralıkta Albaylığa terfi etti 3 Ocak 1914'te Tuğgeneral oldu 5 gün sonra Genelkurmay Başkanı oldu ve ondan 3 gün sonra da Harbiye Nazırı ve Başkumandan tayin edildi. 1 Eylül 1915'te Korgeneral ve Ocak 1917'de henüz 36 yaşında Orgeneral olacaktı Enver Paşa memleket idaresini fiilen ele aldıktan sonra Almanlar ile ittifak imza ederek 29 Ağustos'da Yavuz ve Midillinin Rus limanlarını bombalamasına izin verdi bundan sonra herkesin bildiği gibi İmparatorluğun Dünya Harbine girerek darmadağın olmasından ibarettir 30 Ekim 1918'de mütareke imzalandıktan sonra 1 Kasım'da Enver Türkiye'den ayrıldı Ruslara karşı verilen mücadeleye katılmak üzere Türkistan'a geldi Türkleri ve Tacikleri desteğini almayı başardı. Enver Paşanın Ruslarla mücadeleye başladığı 1918'den sonra dünyaya gelen erkek bebeklerin büyük kısmına Enver ismi veriliyordu, 4 Ağustos 1922'de Rus baskını ile Çegan'da şehid oldu ve ölüm tutanağına şöyle yazıldı.

Allah rahmet eylesin...
1916 senesinde bestelenen marşta Enver ve Niyaziden bahsediyordu;
Vicdanı muazzam olan Osmanlılarız biz
Peymanına kanunu koyan Osmanlılarız biz
Arzusunu pek güç bulan Osmanlılarız biz
Azminde sebatkar olan Osmanlılarız biz
Enver ve Niyazi unutulmaz bu isimler
Tarih-i medaniye emanet bu cisimler
Yaşa Vatan Çok Yaşa
Yaşa Millet Çok Yaşa
Yaşasın Osmanlıları Yaşasın Şanlı Ordu
Meşrutiyetin ilanı ile bestelenen Mebusan Marşı'da Enver'in adını Midhat Paşa ve Namık Kemal ile beraber anıyordu;
Osmanlılar bugün oldu muzaffer
Fethetti yaniden vatanı asker
Açtı mebuslara yolu süngüler
Yaşasın Niyazi yaşasın Enver
Gökyüzünde şühedanın hayali
Alkışlıyor sanki ruhi kemali
Ah ölmeden görmeliydi bu hali
Kıymetli muhterem vatanperver
Al bayraklar bulutları sarıyor
Şenliğimiz asumana varıyor
Mazlumlara zalimler yalvarıyor
Hey Allahım bu nasıl ruzi mahşer
Uyan Midhat uyan geldi zamanın
Tutsun dünyaları şöhret ve şanın
Sen bulun önünde şu mebusanın
Artık yaşa evladınla beraber
'Enver Paşa herhalde zamanın en kuvvetli bir adamı olmak lazım gelir, bunun aksini ispat edecek elimizde hiçbir vesika yoktur bilakis kuvvete delalet edecek bir vesika vardır ki o da Enver Paşaya mevkiide iken kimsenin karşı gelmeyiş ve ancak memleket elden gittikten sonra bir takım insanların başlarını kaldırabilmiş olmasıdır, böyle bir şahsın kuvvetli olmadığını söylemek lüzumsuz ve manasız bir iddia olmazmı'
Kaynakça
Murat Bardakçı, Enver, 2015
İlber Ortaylı, İmparatorluğun Son Nefesi, 2014
Yorumlar
Yorum Gönder